8 Ocak 2016 Cuma

Kitap Yorumu: Ateş -Ertürk Akşun

Kitap Adı: Ateş
Yazarın Adı: Ertürk Akşun
Yayınevi: Beyaz Baykuş Yayınları
Türü: Otobiyografi
Yaş Grubu: Yetişkin 
Sayfa Sayısı: 366
Puanım: 3/5


Arka Kapak Yazısı: Hayat sizden artakalanların toplamıdır: acıların, aşkların, hayallerin...
''İyi bildiğim bir şey var. Eğer yaşamımın bir celladı olacaksa o ben olmalıydım.
Birilerinin insafına kalmış bir yaşamı, korkaklara bırakıyordum. Yeni bir yol beni bekliyordu ve ben bu yolculuğa çıkmanın heyecanı içinde çırpınıyordum.
Eğer siz de bir gün yolunuzu kaybedecek olursanız, o yolu bir daha aramayın; bırakın o yollarda başkaları yürüsün. Siz kendinize henüz hiç kimsenin yürümediği yeni bir yol bulun, neyle karşılaşacağınızı bilmeseniz de...''

ATEŞ, taşradaki kabuğunu kırmak için yola çıkan genç bir erkeğin macerasını anlatıyor. İlk aşkların acemiliklerini ve hayal kırıklıklarını, şimdiye kadar hiç kimsenin denemediği bir samimiyet ve cesaretle anlatıyor. Özgürlüğün keşfine varan sonsuz yolculuğun bütün iniş ve çıkışlarını hiç sakınmadan dile getiriyor.

İnsanın kendini bulması için önce kendisinden ve bildiği her şeyden cesurca ayrılması gerektiğini bize gösteriyor.

Bilinmeyen cenneti arayanlara...


Yorumum: Kitabın Edirne'de geçtiğini öğrendiğimde almak istemiştim ve yazarın 18 Saat kitabını henüz bitirdiğim için diline alışmışken alayım demiştim. Arka kapağını okuduğumda çok etkilendim ve okumak için sabırsızlandım. Ve yazarın kendi hikayesini, gençliğini anlattığını da bildiğimden iyice meraklandırdı beni.
Başladım okumaya... Bir hikaye ile başlıyor Bilgi Tapınağı'nı bulmak üzerine. O hikayeyi de çok sevdim ve dedim ki bu kitap tam benlik sanırım. Şu sıralar hayatımdan bunalmış durumdayım biraz ve içten içe her şeyi bırakasım ve yepyeni yollara yönelesim var. Dedim ki karakterle bağımı kuracağım sanırım. Üniversiteyi okumak için yaşadığı memleketi terk edip Edirne'ye gelen ergen bir erkek var başlarda. Yaşadığı yere bir daha dönmek istemeyen bir ergen. Başlarda bu ergeni anladım, yaşadığı değişikliği de kabul ettim ama sonraları karakterden uzaklaştım hatta soğudum. Çünkü tek derdi kadınlar ve ilişkiler olmuştu artık. Kadınlardan başka bir şey düşünmeyen birine dönüştü. Ortalarda 'yahu senin hiç mi başka derdin, düşüncen yok' diye nidalar attım. Daha sonra bu karakterimiz kitaplarla tanıştı ve artık kadınlardan daha değerli bir şey buldu. Zaten edebiyata yatkınlığı vardı aslında bu karakterimizin çünkü hep bir şeyler yazıyordu ve yazdıkları da çok güzeldi. Kitapların içine düştü artık ve değerleri değişti. Kitabın başından sonuna kadar bir ergenin ilklerine, olgunlaşmasına, değişimlerine şahit oluyoruz bu da çok güzel bir şey aslında, onu tanımak. 
Kitabın içinde çok çok güzel yazılar vardı. Yazarın Agafya adlı kitabını da merak etmiyor değilim. Belki okumak kısmet olur ve onu da yorumlayabilirim burada. Şimdilik benden bu kadar. Sıradaki kitabım olan Lola ve Komşu Çocuk okunmak için beni bekliyor. Görüşmek üzere :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder