29 Nisan 2016 Cuma

Kİtap Yorumu: The Grisha Serisi: Gölge ve Kemik #1 - Leigh Bardugo

Kitap Adı: Gölge ve Kemik
Özgün Adı: Shadow and Bone
Yazarın Adı: Leigh Bardugo
Seri Adı: The Grisha
Seri Sıralaması: 1/3
Çevirmenin Adı: Ozan Aydın
Yayınevi: Martı Yayınları
Türü: Fantastik
Yaş Grubu: Genç Yetişkin
Sayfa Sayısı: 384
Goodreads: 4.07
Puanım: 4/5


Arka Kapak Yazısı: 
Onu yalnızca geçmişi... geleceği ise bir tek o kurtarabilir...
''Bekle!'' diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. ''Bir yanlışlık olmalı. Ben... Düşündüğünüz gibi...'' Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. ''Ben düşündüğünüz kişi değilim,'' diye fısıldadım çaresizce.
Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, '' Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum!'' dedi.

"Zengin fantastik öğelerle oluşturulmuş bir dünya, büyüleyici kurgu ve sizi kendine bağlayan duygusal bir kanca gibi... Sayfaları çevirirken kendinizden geçecek, final sahnesinde tüm tahminleriniz yanlış çıkacak ve doruk noktasında alnınızdan vurulmuşa döneceksiniz!"
Horn Book Magazine

"Bu büyüleyici dünya, içinde birçok tuzak barındırıyor. Mitolojiyle süslenmiş ve inandırıcı karakterlerle güçlendirilmiş roman sarsıcı sürprizlerle heyecanı ve adrenalini zirveye ulaştırıyor. George R. R. Martin ve J. R. R Tolkien hayranlarına özellikle tavsiye edilir."
RT Book Reviews

"Baş döndüren, eşsiz bir dünyada beklenmedik sürprizleri olan muhteşem bir kitap. Fantastik roman severlerin gözdesi olacak."
Library Journal

"Etkileyici betimlemelerle dolu, entrika ve akıl almaz büyülerle süslenmiş, içinde pek çok sürpriz barındıran bu macera aynı zamanda romantizm ile tehlikeli bir tutkuyu da bir arada sunuyor."
Publishers Weekly

"Leigh Bardugo sihirli parmaklarıyla harika bir roman yaratmış. Karakterler oldukça gerçekçi, kurduğu dünya ise bir o kadar egzotik ve hareketli. Fantastik tür okuyucuları bu seriye bayılacaklar."
Booklist


Yorumum: Uzun zamandır okunacaklar listemde olan kitabı en sonunda elime aldım ve başladım okumaya. Kitabın kapağı, içi ve arka kapak da yazan Tolkien hayranlarına özellikle tavsiye edilir yorumu, bu kitaba okumadan önce bile artı puan kazandırdı. Kitabın içinde harita olması beni nasıl cezbetti anlatamam çünkü haritalı kitaplara bayılıyorum. <3

Neyse yorumuma başlayayım artık, kesinlikle tam bir fantastik kitaptı ve çok güzeldi. Ha, abartılacak kadar güzel miydi derseniz hayır bence değildi ama güzeldi. İlk kitap olmasına rağmen sizi alıyor, karanlık bir dünyaya götürüyor. Gerçekten ben bu kitabı çok sevdim, Gayet akıcı ve sürükleyiciydi bu yüzden de kısa sürede bitirdim. 

Yazarın kendi dünyasını yaratmasına bayıldım bir kere. Fakat çok fazla betimleme yoktu sanki belki de bu yüzden de karakterleri çok benimseyemedim, onlardan biri olamadım, daha çok dışardan baktım olaylara bu da beni birazcık üzdü. Ama sakın karakterleri sevmedim sanmayın çünkü her birini çok sevdim hele Alina.

Alina Starkov sıska, kendi halinde bir kız ve bu kız en yakın arkadaşı Malyen Oretsev ile birlikte bir yetimhanede büyürler. Belirli bir yaşa geldiklerinde Alina kartograf, Malyen ise izci olarak orduda görev alır. Yazarın kurduğu bu dünyada toplum ikiye ayrılmış gibi. Bir tarafta halk var bir tarafta özel yeteneklere sahip, ihtişamlı Grishalar var, bu Grishalar da kendi aralarında ayrılıyorlar, bulundukları sınıflara göre renkleri mevcut ve bu renkleri giydikleri kefta denen şeyle gösteriyolar.

Tüm bunların dışında bir de Karanlıklar Efendisi var. Kraldan sonraki en önemli kişi. Karanlığa hükmeden aşırı karizmatik biri. Alina ile Karanlıkla Efendisi'nin yolu bir yerde kesişiyor ve macera başlıyor. 

Kitap kendini okutturan güzel bir kurguya sahipti. Seriye devam edeceğim. Bence siz de okumalısınız, pişman olacağınızı sanmıyorum. Hele ki fantastik türünü seviyorsanız kesinlikle okuyun derim :) İyi akşamlar... 

Alıntılar: 

-Hayatım boyunca her şeyi yoluna koymanın bir yolunu aradım.Sen uzun zamandır karşıma çıkan ilk umut kıvılcımısın.

-Yukarıda yıldızlar vardı ama ben sadece onlara uzanan sonsuz karanlığı görebiliyordum.

-"Beni özledin mi, Alina? Uzaklardayken beni özledin mi?"
"Hem de her gün" dedim dürüstçe.
"Ben seni her dakika özledim. En kötüsü de neydi biliyor musun? Sana bir şey söylemek için ya da sırf sesini duyabilmek için seni aramaya alışmışken,günün birinde artık yanımda olmadığını anlamamdı. Bunu fark edince dünyam yıkıldı.Aynı şeyi her yaşayışımda kendimi hayatın tokadını yiyip yere yıkılmış gibi hissettim. Hayatımı senin için tehlikeye attım. Ravka'nın yarısından fazlasını senin için teptim ve seninle birlikte olacağımı,seninle birlikte aç kalıp soğukta üşüyeceğimi ve her gün peynir yemekten dolayı yakınmanı işiteceğimi bilsem bile bunların hepsini bir an olsun düşünmeden tekrar tekrar yine yaparım. Bu yüzden ne olur bana birbirimize ait olmadığımızı söyleme." Tam karşımdaydı ve kalbim göğsümde güm güm atıyordu. "Seni fark etmem çok vakit aldı, Alina. Ama şimdi seni görüyor,iliklerimde hissediyorum.

-Bir şeyleri istemek bizi zayıf kılar.

-Sonsuz olan nedir? Evren ve insanoğlunun açgözlülüğü.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder